Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığı karşılığında yüksek miktarda para aldığına ilişkin sahte dekont ile İnce’ye yönelik sahte cinsel içerikli görüntüleri sosyal medya hesaplarından paylaşarak, “sahte özel belgeyi bilerek kullanmak”, “kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” ve “sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret” suçlarından 9 yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istenen sanıkların Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlandığı duruşmaya, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
İddianamenin özeti ve kimlik tespitinin ardından sanıklara söz verildi.
İnce’ye yönelik sahte cinsel içerikli görüntüleri, “Gezginler canlandı” isimli WhatsApp grubundan yaydığı iddiasını reddeden sanık Salim Faruk Kızılırmak, müşteki İnce’ye ait görüntüleri WhatsApp hesabına kimin yolladığını ve görüntüyü paylaşıp paylaşmadığını hatırlamadığını öne sürdü. Kızılırmak, “Cezaevindeyken avukatım bu videonun Sayın İnce ile bir ilişkisi olmadığını söyledi. Sahte banka dekontlarını ben üretmedim. Herhangi bir bilgim yoktur. Paylaşım içeriğindeki yorum benim değildir. Başkasının yorumunu kopyalamış olabilirim.” diye konuştu.
Kızılırmak, cezaevindeyken kalp krizi geçirdiğini, adli kontrol şartıyla tahliye olduğunu, şu anda da bakmakla yükümlü olduğu annesinin rahatsızlanması nedeniyle hakkındaki imza atma adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istedi.
İnce’ye ait olduğu öne sürülen dekontları sosyal medya hesaplarından başka kişilerle ve mecralarda paylaşarak yaymakla suçlanan sanık Gülsün Ağacık, “Dekont olayının sahte olup olmadığını bilmiyorum, paylaşım sosyal medyada binlerce kez paylaşıldı. Sosyal medyanın bir gücü var. Tanınmış kişiler de paylaşınca olayın gerçek olduğunu düşünüyorsunuz. Bilerek, kasti olarak hiçbir şey yapmadım. Diğer sanıklarla ilk kez nezarethanede tanıştık. Zaten sonrasında, paylaşımın yanlış olduğunu anlayınca sildim. Ben bile isteye kimseye zarar verecek biri değilim. Beraatimi isterim.” şeklinde savunma yaptı.
Sanık Mustafa Cengiz Çakar da 43 yıllık hekim olduğunu, sosyal medyadaki paylaşımı nedeniyle suçlandığını ancak paylaşımdaki bilgi ve belgeleri kendisinin üretmediğini söyledi. Paylaşımın altındaki yazının kendisine ait olduğunu ifade eden Çakar, “Ben yalnızca vergi veren bir vatandaş olarak dekontu görünce ‘Bizim vergilerimiz’ yazısını yazdım. Kimseye hakaret etmedim. Herhangi bir gizli belge ele geçirmiş değilim. Suç işleme kastım yoktur.” dedi.
Çakar, bu tür sahte içeriklerin kendisini de aldattığını, mağdur edildiğini savunarak beraatini talep etti.
Sahte dekontu yaymakla suçlanan sanıklardan Seyfullah Turan, dekont görselini kendisinin oluşturmadığını, sadece sosyal medyadaki iletiyi paylaştığını öne sürdü.
Sosyal medyadaki dekontun sahteliğini anlayacak kadar uzman olmadığını ifade eden Turan, “Bir belgenin sahte olup olmadığını grafoloji uzmanı incelemesi gerekmektedir.” diye konuştu.
Suçun yasal unsurlarının oluşmadığını savunan Turan, beraatini istedi.
Sanık Tülin Köksal, paylaştığı dekontun sahte olup olmadığını bilmediğini, evrakı kendisinin hazırlamadığını, teknolojiden anlamadığını savundu.
“Tamamen gazetecilik refleksiyle paylaşımda bulundum. Belgenin sahte olduğunu da anlayamadım. Sahte dekont yayımladığım için özür diledim. Ben 40 yıllık gazeteciyim hakkımda yaptığım haberle ilgili hiçbir dava açılmadı. Yaptığım hata için Sayın İnce’den tekrardan özür diliyorum.” diyen Köksal da beraatini ve hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması talebinde bulundu.
Avukat beyanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, savunmaları alınan sanıklar hakkında devam eden adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, savunması henüz alınmayan sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmetti.
Duruşmaya, sanık savunmalarıyla 21 Şubat 2024’te devam edilecek.