Aslanları ve kaplanları unutun… Afrika kara ayaklı kedisi olarak bilinen bu minik ve sevimli kedi türü, dünyanın en ölümcül kedisi olma unvanını gururla üzerinde taşıyor.
Afrika kara ayaklı kedisi, dünyanın en ölümcül kedisi olarak acımasız bir üne sahip. Ancak sokakta bu kedilerden biriyle karşılaşsanız, büyük ihtimalle son derece sevimli bir tekir kedi yavrusu olduğunu düşünebilirsiniz.
Sadece 30 santim boyundaki Afrika kara ayaklı kedisi, ortalama mahalle tekirinin minyon bir versiyonunu andırıyor. Her ne kadar benekli kedi su götürmez bir şekilde sevimli olsa da, büyüleyici dış görünüşünün altında acımasız, usta bir katil yatıyor.
Kara ayaklı kedinin resmi adı olan Felis nigripes, aslında Afrika’nın en küçük kedisidir. Bu istatistiğe dair size bir bakış açısı kazandırmak için şöyle bir örnek verelim. Bu kedinin ağırlığı bir aslandan yaklaşık 200 kat daha az. Yine de, ağırbaşlı yapısına aldanmayın; bu tür aynı zamanda dünyadaki kedigiller arasında en ölümcül olanıdır ve bir leoparın altı ayda yakaladığından daha fazla avı tek bir gecede yakalar.
Kara ayaklı kedi (Felis nigripes) dünyanın en ölümcül kedisi olmasının yanı sıra Afrika’nın en küçük kedisi. Ağırlığı 1 ile 2 kilogram arasında değişen ve yetişkin haldeyken 35 ila 43 santimetre boyunda olan bu minik hayvanlar, ortalama evcil kedinin yarısı kadar, aslandan ise yaklaşık 200 kat daha küçük. Ancak küçük boylarına rağmen bu kedilerin etkileyici derecede yüksek bir öldürme oranı bulunuyor. Aslanların başarılı öldürme oranı sadece yüzde 25 iken, sevimli kara ayaklı kedi, avlarının yüzde 60’ında başarılı oluyor ve bu da onları Afrika yaban köpeklerinden sonra dünyanın en ölümcül ikinci yırtıcısı yapıyor.
Yiyecek aramak için her gece 8 kilometreye kadar yol kat eden bu kediler, yaklaşık her 30 dakikada bir öldürme girişiminde bulunuyor ve her gece 10 ila 14 arasında avı başarıyla yakalıyor. Küçük kemirgenlerden kuşlara ve bazen böceklere kadar her şeyle beslenen kara ayaklı kedinin, Cape tavşanı gibi kedinin kendisinden daha büyük avları da avladığı biliniyor.
Güney Afrika’nın kurak, kumlu çayırlarında bulunan bu gece kedisinin küçük, kısa gövdesi ve kuyruğu, onu sakar ve beceriksiz bir tırmanıcı yapıyor. Bunun yerine, bu kediler günlerini terk edilmiş yuvalarda veya termit tepeciklerinde saklanarak geçiriyorlar.
Vücut boyutlarına göre oldukça etkileyici derecede yüksek bir sese sahip olmalarına rağmen son derece yalnız bir yaşam süren bu kediler, 4-5 aylıkken bağımsız hale geliyor ve çiftleşmek için tekrar bir araya geliyorlar. Erkekler yılda 22 kilometrekarelik bir alanı kat ederken, dişiler yalnızca 10,3 kilometrekarelik bir alanı kat ediyor.
Kediler, Botswana’nın büyük bir kısmında yaşıyor olsalar da, sayıları o kadar azaldı ki ülkede birkaç yıldır yabani bireylere rastlanmıyor. Gerçek yabani sayıları belirsizliğini koruyor, ancak habitatlara, kaynaklara yönelik tehditler ve Afrika yaban kedileri ile çakallarını yakalamak için kurulan zehirli yemler ve tuzaklar, türleri o kadar tehdit etti ki, 2016 yılında IUCN kırmızı listesinde “korunmasız” olarak listelendiler.
Nüfusunun 10.000’in altında olduğu tahmin edilen ve giderek azalan bu tür, Botswana ve Güney Afrika’da kedilerin avlanması yasaklanmasıyla beraber yaşadığı bölgelerin çoğunda ulusal kanunlarla korunuyor.
Kara ayaklı kedinin esaret altında yüksek bir ölüm oranına sahip olması, koruma çabalarının bozulmayı önlemeye ve kalan popülasyonları korumak ve türlerin büyümesini teşvik etmek için kalan habitatları korumaya odaklıyor.